Siz kenara çekilin çocuklar, sorum yetişkinlere. Zaten siz kesin bilirsiniz hatta yakın zamanda bu söze eşlik eden hareketi yapmış bile olabilirsiniz. Yani yapsanız, söyleseniz bile göz yumulur, sineye çekilir “Çocuktur yapar, ” denir. Ben derim açıkçası. Ama yaşını başını almış bir insanın bütün kelimeleri bitirip tüketmiş gibi ancak küçük bir çocuğa has olabilecek davranışa sığınmak isteyişini anlamakta zorlanırım, doğruya doğru. “Neydi sahiden az evvel benim şahit olduğum şey?” deyip duyduğum sözle o ham davranışı bir türlü yan yana getiremedim. Aslında yakıştıramadım hatta çok rahatsız oldum desem yeridir. Tutup birine anlatmaya kalksam hakikaten nasıl tarif ederim ben şimdi bu durumu derken yetişkinlere sormaya karar verdim. Bakalım “İhtiyaç halinde camı kırınız!” ikazına uyar gibi kimler öfkelendiğinde ya da şaka yollu öc almak istediğinde hala bu söze sığınıyor görmüş oluruz.
Hani böyle çocukken arkadaşlar arasında bazı anlaşmazlıklarda ya da ne bileyim mızıkçılık, küsmek, kızmak tadında bir hal yaşandığında, hani elin ayasını göğüs hizasından vücudun alt tarafına doğru iki üç sefer yukarıdan aşağıya, yavaş yavaş sıvazlamak ya da kaydırmak suretiyle tekrarlarken söylenen bir söz vardı. Bir yandan da ağız yuvarlatılıp dudaklarımızı eş zamanlı büzerek “Oooooh!…” diyerek söylediğimiz bir söz… Neydi o? Heh “Oh” der demez buldum. “Oh canıma değsin.” Tabi ya! Kullanmaya kullanmaya o kadar zaman geçmiş ki üzerinden hatırlayamamam çok doğal. Akabinde söylenen tekerlemeler de var da ben sadece bu sözü arıyordum. Allah’tan “Sana ne, bana ne …” falan filan diyerek devamını getirmedi. Sadece oh canıma değsin der gibi bir hal yaptı uzaktan zatı şahaneleri. Gülesim geldi ama gülemedim çünkü bu hal ancak çocukta rahatsız etmiyor. Bir yetişkinde çok çirkin duruyormuş. Büyüyünce insanın bunlara ihtiyaç duymayacağı kadar çok savunma şekli geliştireceği, duygularını yönetebileceği düşünülür. Normalde öyle olur. Yani olmalı.
Herkes hatırlamıştır bence çocukken altta kalmamak için yapılan o inatçı atışmaları? Hâlâ yapıyor musunuz diye soramam, çok ayıp. Yani yapıyorsanız da kimseye söylemeyin olur mu? Sizin ya yetişkin olduğunuzdan ya da yetişemediğinizden endişe eder insanlar. Ben ettim şahsen. Sen kalk onca yıl o kadar yaş al ama basit bir olay karşısında dön çocukluğuna, hem de ışık hızıyla.
Çocuklukta sarfedilen bazı sözler akılda kalır tabii, ona hiçbir sözüm yok ama ne zaman çağırsam gelir, hemen imdadıma yetişir denilebilecek bazı sözleri yeri geldiğinde kullanmak için hazırda tutmak da neyin nesi? Hiç mi bunun yerine koyabilecek başka şey bulunmaz!
Radyo düğmesini çevirirken çekmeyen kanala denk gelince araya giren cızırtılı sesler gibi geliyor kulağa. Hiç gereği yoktur küçükken olumsuz bir durum karşısında sevinme halini alıp da yetişkinliğe taşımanın. Zaten birinin girdiği sıkıntılı durumdan sevinmiş olmak tek başına yeter olgun insan vasfının yanında çiğ olarak anılmaya. Böyle hallere cevap verilmez. Muhatabı gelir o tavra karşılık vermek yerine olay mahallini böyle sündüre sündüre anlatır da anlatır. Gerisi de okuyucunun takdirine kalır.
Gamze Koç
Tam da söylediğiniz gibi Gamze Hocam, bazı insanlar yaş almış lakin yetişememişler. Niyazım odur ki, tez zamanda idrak edebilme seviyesine yükselsinler. Zira en yakınları yetişkin çocuk olunca , çocuklar yetişkin sıfatını almak zorunda kalıyor, ki bu en acımasızı
Takdir Sizin
Yakıştıramamak. Ne tuhaf. Oysa bu hareketler veya söylenilen sözler ne çok güldürürdü bizi, biz küçükken. Hatta çocuk olduğumuzda buyukletinde bizim gibi davranmasını bu isterdik. Çocuk ruhlu olmasını. Şimdi biz büyüdük onlar bizden de büyük. Ama olmayan şeyler var, ne taraftan bakarsan bak bı türlü yakışmayan, hani derler ya ‘çiğ durdu’ öyle birşey. Belki o çocukluk ruhun karmaşıklığı belki içinde bulundukları olay veya durum. Yargılamak elbette bana düşmez, ama sanki zamanı hiç değil, ruhu ise hiç. Gerisi mi Hocamın dediği gibi takdir sizin.
Kaleminize sağlık Gamze Hocam.🖊️🦋😇