—
Category: Deneme
MEYDAN’DAN TÜNEL’E
Heykelin önünde çok buluşmuşluğumuz vardır arkadaşlarla, sözleştiğimiz saate çok hassas davranmışlığımız olduğu gibi. Buluşup yol boyunca sohbet etmişliğimiz, sohbetimize yüz yılları ortak etmişliğimiz vardır. Taksim Meydanı’ndan Tünel Meydanı’na kadar uzanan yolda, nice duygularımız yüklenmiştir. Sayfa sayfa yıllara, satırlar dolusu anılar sığmamıştır. Hep arta kalmıştır yarınlara. Sözcüklerimiz İstiklal Caddesinin anılarına asılı kalmıştır.
GÜNÜN YÜZÜ SESSİZCE SOLDU
“Evlat sevinince toprağa, üzülünce göğe bak. Çünkü yerde tevâzu, gökte ferahlık vardır.”
VODİNA CADDESİ
Agora meyhanesinin önünden kırmızı kiliseye kadar gidecek yolda ilerledikçe kendini bir sahnede sanırsın, bir orta oyunudur her yan.
DEĞER KATSIN SÖZLERİN
Biz buradan yeniden söz söylemeye başlıyoruz. O halde değer katan sözler söylemeye niyetlenelim.
YILDA…
Candan cana inci bir gerdanlık misali kurulmuş, kördüğümlerle bağlanmış, hasreti ta içimde yaşatan bir köprü.
KALBİM SERSERİ MAYIN, DOKUN BANA AĞLAYACAĞIM
“Kim üfledi ismini kulağıma? Sen sırtımda ateşten gömlek, ben seni ruhuma ilikliyorum.”
SURİÇİ’NİN SESSİZ TANIĞI; TEKFUR SARAYI…
Her ne kadar sözün sahibi batınî mânada kullanmış olsa da “Harabat ehline hor bakma Zâkir, Defineye malik viraneler var.” sözüne nazire yaparcasına o virane olduğu günlerde Kaşıkçı Elmas’ını yıkıntılarının arasında saklamış Tekfur Sarayı.
ZAMANSIZ SEMT, ZEYREK…
Her ev için ayrı bir hikâye yazıyorum zihnimde. Aşı boyalı evi Barış Manço’nun şarkısındaki Mahur Bey’le Sakız Hanım’a ayırıyorum misal. Biraz ötesindeki yeşil boyalı evdeyse üç kuşak bir arada yaşayan ve büyük sözünün dinlendiği geniş bir ailenin yaşadığını hayal ediyorum.
HER ŞEY BİRDENBİRE OLUR
Her şey geçer. Bazen gelir geçer, bazen de deler geçer. Ama muhakkak geçer. Gönüllerde onulmaz yaralar bıraksa da geçer.