FARK VAR

Resmen kelimelere kafa tutuyor! Ama neden şaşırıyorum ki! Daha ufacıkken, mutfakta yerde duran damacanayla aynı boyda olduğu zamanlar, yaptığım her açıklamaya “Tamam da…” diye başlayıp konu her ne olursa olsun karşı gelmeye şartlanmış gibi konuşan velet değil mi bu? Ta kendisi! Daha küçüklükten alıyordum sinyallerini de ilk tutanak tutacağımız günler ne zaman gelir onu kestiremiyordum. Öyle kendi hâlinde sessizce dururken sağa dönecekmiş gibi yapar sola kırardı direksiyonu. Hep anlık önledim kazaları. Benim payıma hep yolun güvenliğini sağlamak düşmüştü ya da ben öyle sandım. Belki biraz da kavgacı olmayan, olamayan, sorgulamaktan çekinen yanıma çalıştığından bu kadar darbe aldım.

Yalan yok, en zayıf yerimden vurdu. Yoksa bir çocuğun büyüme telaşı neden zihnimi bu kadar yorsun ki?

Kavramlara diklenmekten sonra meğer sıra kelimelere gelmiş. Neymiş efendim “mesut” ile “mutlu” sözcüğü neden yakın anlamlı değilmiş? Vay efendim, bunlar niçin eş anlamlıymış? Bu nasıl olurmuş? Buna kimler karar veriyormuş? Gayet de yakın anlamlı sayılabilirmiş? Ayrıca bu eş anlamlı, yakın anlamlı işini kim icat etmiş? Hayret bir şeymiş! Allah’tan zıt anlamlılar çok netmiş. Herhâlde onları da ayağının altına alıp dümdüz edecek ve bir sol kroşe ile yerle yeksan edecekti de tüm yan başlıklar, cümle konular ve bilumum üniteler çok şükür ucuz atlattılar.

Geçen hafta yapılan deneme sınavının ilk sorusunda karşısına çıkan bu kelimelerin üzerine epey kafa yorduğunu ve bu amansız sorgulaması yüzünden soruyu yanlış çözdüğünü, bu kadar zaman harcayıp kafa patlattığı için gelmiş geçmiş en kötü denemesi olduğunu söylemiyor da durumu böyle üstü kapalı öfkesiyle açıklamak aklınca daha mantıklı geliyor. Ama ben bal gibi biliyorum işin aslını. Peki, bunu bildiğimi kendisine söyler miyim? Ben deli miyim? Asla! Ben “veli” ay pardon, ben anneyim! Bu mesele onunla ikimiz arasında bir sır ve ağzım mühür! En azından şu on yaşının hararetli yıllarını hayırlısıyla bir atlatalım, üstünden şöyle bir on yıl daha geçsin, o zaman şartlar uygun olursa bu konuyu yine düşünürüz.

Şaka bir yana bazen şu “Her işin mantığını sorgulama,” meselesi beni düşündürüyor. Ona demiyorum ama gayriihtiyari bizim nesille kıyaslıyorum. Bize, ne dedilerse zamanında hep aldık, kabul ettik. Kitapta ne yazdıysa oydu bizim için, konu kapanmıştı! Son söz “Nokta!” olurdu. E hâliyle hayata da hep bu pencereden baktık. Neden böyle ki acaba, diyenlere aşina değildi kulaklarımız. Soran, sorgulayan olursa da takdir edilip alkışlanmazdı. Kafamıza bir şeyler yatmamış olsa bile bunu söylemeye cesaretimiz olmazdı. Şimdi cesaret var, kıymetiharbiyesi yok! Misal, insanların çoğu “basit” ile “yalın” kavramlarını da aynı zanneder. Oysa arada dağlar kadar fark vardır. Üstelik açıp baksanız kitaplarda da eş anlamlı oldukları yazar. Hâlbuki ikisi arasında dünyalar kadar mesafe vardır.

İnsan çocukken basittir. Hissiyatı da basittir, tepkileri de. Büyüdükçe karmaşıklaşır zihni, kalabalıklaşır. İyiler yerini alır, kötüler hak ettikleri gibi ayakta kalır. Bazı anahtarlar bulunur, kilitli kapılar açılır. Kelimelerse kitapta yazılanlardan bambaşka anlamlar kazanır. Yalın ile basit arasında eş anlamlı olmak şöyle dursun makaslar gittikçe açılır. Davranışa bakarsın, basit olanla yalın olan aynı gibidir ama bilen göz anlar, birinin hamlıktan diğerinin olgunluktan hâsıl olduğunu.

Vakit, tıngır mıngır yola koyulduğunda peşine taktığının dimağını süzer. Elekten geçendir yalınlık dediğin. Daha hamken bilgelik olamayacağından, güneşin sıcağını görmeden olgunlaşılamayacağından, yalınlık denen mertebeye kolay kolay ulaşılamayacağından bahsetmez sözlükler.

Demem o ki kitaplar istediği kadar anlamları eşmiş, denkmiş diye yazadursun; kelimelerin de arasında koca bir ömür kadar fark var!

Gamze Koç

2 Yorum “FARK VAR”

  1. Biz itaat nesliydik, her şeyi olduğu gibi kelimelerin anlamını bile sorgulamadık, böyle bir şey aklımıza gelemezdi. Toplum olarak hiçbir şeyi sorgulamamamız da bundan kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Sevgiler, iyi pazarlar diliyorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir