Dergilerin kitaplar gibi üstümüzde hakkı çok. Ama hangimiz onlara gereken yeri ve değeri verebiliyor ki… Eskiden gazeteler biraz kol kanat gerer, dergileri tanıtırlardı. Şimdi gazetelerin tirajı da azaldı, etkisi de… Hatta çoğu şimdiden kültür sanat sayfalarının cenaze namazlarını kıldılar bile. Hâlbuki kültür sanat sayfaları bence gazetelerin prestij sayfalarıdır, öyle olmalıdır. Düşününüz ki en büyük edebiyatçılarımızdan ve gazetecilerimizden Ahmet Mithat Efendi, sahip olduğu Tercüman-ı Hakikat gazetesinin edebiyat sayfasının başına Muallim Naci’yi getirmiştir. Bugün ise Abdurrahman Şen dostumuzun o meşhur tabiriyle “Gazetedeki yangında ilk atılacak sayfa kültür sanat sayfasıdır.” Yazık ki hakikat öyle… Geçmişten hatırlıyorum beş altı sayfa spor sayfası veren gazeteler kültür sanatta cimrilik eder, yarım sayfayı bile çok görürlerdi. Şimdi artık gazetelerin ve gazetecilerin o muhteşem saltanatları da kalmadı artık. Devir internet devri. Her geçen gün yazılı basın zayıflıyor, internet medyası güçleniyor. Ne diyelim, üzücü ama bu da bir kader. Neyse konuyu dağıtmayalım. Galiba insan biraz yaşlanınca ve tecrübe kazanınca konuşurken ana yoldan çıkıp tali yollara sapabiliyor. Okuyucularımız, bu hâli affetsin.
Dergiler diyordum. Mecmuaların üstümüzde hakkı çok. Allah rahmet eylesin mütefekkirimiz Cemil Meriç’in unutulmayan o sözü ne güzeldir: “Dergiler, hür tefekkürün kaleleridir.” Tefekkürün, kültürün, inancın da hisarıdır dergiler. Öyleyse sahip çıkmak zorundayız. Günümüzde yayımlanan dergiler var ama ekonomik sıkıntıya katlanamayan ve kapanan dergiler de mevcut ne yazık ki. Gerçi geçmişte de böyle olmamış mı? Koca Hisar dergisi bile 30 yıl yayımlandıktan sonra 12 Eylül Darbesi’nden sonra kepenkleri kapatmış ve okuyucularına veda etmişti. Mehmet Çınarlı’nın o veda yazısını unutmak mümkün değil. Hüzünlü yazılara o vakit eklendi.
Günümüz dergilerine sahip çıkmalıyız. Geçmişte rahmetli Asım Gültekin çok uğraştı ve Türkiye’ye bir dergi fuarı kazandırdı. Bugün benzer bir mücadeleyi Mustafa Uçurum veriyor. Neredeyse bütün dergileri takip ediyor, haklarında yazılar yazıyor. Sağ olsun var olsun. Naçizane ben de gerek Milat gazetesinde gerekse diğer ortamlarda dergilerden sık sık bahsediyorum. Son olarak dergiler hakkında bahsettiğim yazının (Milat gazetesi) merak edenler için linkini vereyim: https://www.milatgazetesi.com/yazarlar/akif-ve-dergi–953/
Dergilerin bir kısmı bana ulaşıyor, bir bölümünü göremiyorum. Ama neredeyse her yeni sayılarından söz etmeyi seviyorum, bunu samimiyetle istiyorum Başarabiliyor muyum, ne yazık ki hayır! O zaman da toplu tanıtım yapıyorum en azından. Dikkatleri dergilere çekmek için. Çünkü hangi zor şartlarda, çilelerle, cefalarla çıktıklarını biliyorum. Haydi, bu iddialı söz oldu diyelim, tahmin ediyorum. Zira ben de geçmişte dergicilik yaptım. Haftalık çıkan Türkiye Çocuk dergisinde de sorumluydum, 15 yıl boyunca Kubbealtı Akademi Mecmuası’nın hasbelkader yazı işleri müdürlüğünü yaptım. Zahmetli ama zevkli ve hayırlı bir iştir dergicilik. Neyse sözü kalabalığa getirip yazıyı tamamlamadan hiç olmazsa kısa kısa da olsa dergilerden bir nebze bahsedeyim. Ama inanıyorum ki bu satırları okuyanlar, mutlaka en azından birer dergiyi düzenli takip etmek isteyeceklerdir. Dergiler kitaplarla birlikte edebiyatı, sanatı diri tutuyorlar. Öyleyse onlara sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Burada anmadığım Yedi İklim, Ay Vakti gibi dergilerden gazete yazımda biraz daha tafsilatlı bahsettim, meraklısına bilgi… Şimdi, dergilerimize alfabetik sıraya göre kuşbaşı bakalım ve en azından haklarında bir iki kelam edelim:
ALKIŞ: Kahramanmaraş Kültür ve Sanatevi’nin yayın organıdır Alkış dergisi. Bir sayısını görebildim. Serdar Yakar’ın Genel Yayın Yönetmeni olduğu derginin kurucusu merhum Dr. Oğuz Paköz. Derginin, kurucusunun ardından devam etmesi bir vefa borcu ve çok anlamlıdır. Bu sayıda Oğuz Paköz’e adanan özel sayının intibaları ve yazıları var. Hatıralar ağırlıkta. Paköz ailesinden yazıları da okuyoruz. Edebiyat çevrelerinden aşina bazı simaların da. Netice olarak derginin yayımlanıyor olması iyi. Keşke Hisar da, Diriliş de, Edebiyat da, Mavera da devam eden dergiler olabilseydi. Hiçbir dergimizin kapanmaması ümidi, dileği ve duasıyla…
BİZİM KÜLLİYE: Anadolu dergiciliği önemlidir. Bu dergiler arasında Bizim Külliye edebiyat camiasının sevdiği ve üç ayda bir merakla beklediği bir dergi. Güzel denemelerinden tanıdığımız Nazım Payam’ın yönetiminde çıkan Bizim Külliye, bütün Türkiye’yi kucaklayan bir muhteva ile çıkıyor. Son sayısında “Hayat, Ölüm ve Sanat” teması kapağa taşınmış. Ben de bu sayıya bir yazımda katkıda bulundum. Hayat ve ölüm arasındaki ince çizgiyi vurgulayan, Müslüman Türk’ün ahiret inancını çok iyi anlatan yazılar var. Bilhassa bu konulara meraklı olan dostlara hararetle tavsiye ediyorum.
EDEBİYAT ORTAMI: Edebiyat Ortamı, Ankara’da Sadık Yalsızuçanlar’ın Genel Yayın Yönetmenliği’nde çıkıyor. Yalsızuçanlar, en az 40 yıldır tanıdığım çok değerli bir edebiyat ustası. Hakiki bir dost. Hikâyeleri de, romanları da, denemeleri de zevkle okunur. Sizi alıp farklı âlemlerde gezdirir, size yeni ufukları gösterir. Başında olduğu Edebiyat Ortamı da aynı seviyede. İrtifası yüksek. Edebiyat Ortamı ayrıca bütün okuyucularına her sayısında bir kitap armağan ediyor. Son iki sayısında Yaman Dede (Sadık Yalsızuçanlar)ile Ersin Nazif Gürdoğan (Hıdır Yıldırım) okuyuculara hediye edildi. Gelin de böyle güzel bir dergiyi almayın. Mümkün mü?
GENÇ: Benim her ay merak ve heyecanla beklediğim bir dergidir Genç. Mübalağa ettiğimi sanmayın ama neredeyse yüzden fazla konu işleniyor. Kısa ama faydalı. Eskilerin tabiriyle “muhtasar ve müfid”. Tam da sabrı ölçülü kullanan gençler için, derde devam. Bilhassa internete alışmış olanlar için. Hiç sıkıcı değil. Derin bilgi, kuvvetli malumat veriliyor. Dergiyi okuduktan sonra Yazı Kursu’ndaki öğrencilerime hediye ediyorum. Onlar da çok beğeniyorlar. Genç dergimizin ömrü bereketli, tesiri feyizli olsun.
HECE: Hece Ankara’nın edebiyat yüzü. Ömer Faruk Ergezen yönetiminde çıkan seçkin bir dergi. Edebiyatın farklı türlerinde ürünler buluyoruz Hece’de. Edebiyatı ciddiye alanlar için takip edilebilecek iyi bir dergi. Hece ile birlikte Hece Öykü de çıkıyor. O da ayrı bir iklim. Bilhassa hikâye ile yakından alakadar olanların okumasında fayda var. Çünkü burada sadece hikâyeler neşredilmiyor, hikâye tahlilleri, tenkitleri de var. Ayrıca hikâye kitapları tanıtılıyor.
LÂLE: Lâle eskiden daha çok Uğur Derman Hocamızın yönetiminde ve Petrol Vakfı’nın yayını olarak çıkıyordu. Çok kaliteliydi. Şimdi aynı isimle dergi “Kültür sanat ve medeniyet dergisi” olarak çıkıyor. Muhteva çok iyi, baskısı mükemmel. Tabii böyle prestijli olunca aylık çıkarmak mümkün olmuyor. Yine de ülkemizde böyle seçkin dergilerin çıkabilmesi önemli. Elimde son üç sayısı var. Medeniyet, sanat, kültür, edebiyat… Bir bakıma Türkiye’nin birikimi… Lâle Yayıncılık adına çıkan derginin genel Yayın Yönetmeni Ahmet Akcan dostumuz. Alın terine, emeğine sağlık! Nice sayılara…
MİLLÎ MECMÛA: Millî Mecmûa’nın dosya konusu “Türk Milliyetçiliği, Kavramlar ve Kuramlar” Bir önceki 33. sayıdan devam ediyor. Yani dosyanın ikinci bölümünü okuyoruz. Derginin sahibi Ötüken Neşriyat adına Ertuğrul Alpay. Genel Yayın Yönetmeni ise Göktürk Ömer Çakır. Millî Mecmûa’da Türk milliyetçiliği hakkında araştırmaya dayalı ve hakikatleri yansıtan seçkin makaleler bir araya getirilmiş. Okumalı, metinlerin üzerinde sıkı bir şekilde düşünmeli ve bu gayrete katkılarda bulunmalıyız.
NİHAYET: Ahmet Murat titizliğiyle hazırlanan bir dergidir Nihayet. Her sayısında bir hediye var. Bu sayıda bir Filistin levhası var. Ahmet Murat edebiyatçı kimliğiyle seviliyor ve okunuyor. Aynı zamanda TRT2’de yaptığı kaliteli programları da çok beğeniliyor. Ben şahsen gördükçe dinliyor, istifade ediyorum. Son derece değerli konukları alıyor programa. Ahmet Murat gibi sahici edebiyatçılar iyi ki ülkemizde var ve onlar daha güzel bir dünyanın inşası için çaba gösteriyorlar.
SARMAŞIK: Esenler Belediyesi tarafından çıkarılan Sarmaşık dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Halil İbrahim Aygül. Genç kalemlerin ağırlıkta olduğu dergide edebiyatın farklı türlerinde titizlikle kaleme alınmış yazıları okuyoruz. Ayrıca Esenler Belediyesi önümüzdeki ay, yani 2024 yılının ilk ayında bir edebiyat dergisi daha çıkarıyor. Adı: Esenlik. Bu dergi de büyük bir heyecan ve merakla bekleniyor. Ben de çıkacağı günü bekliyorum. Derginin başında çok değerli kardeşimiz Erhan Genç var. Esenlik dergisi, ülkemize esenlikler, iyilikler, güzellikler ve hayırlar getirsin inşallah.
ŞEHİR VE KÜLTÜR: Mehmet Kâmil Berse’nin azmine, gayretine herkes hayran. Çünkü bıkmadan usanmadan çok az imkânlarla Şehir ve Kültür dergisini uzun zamandan beri ayakta tutuyor. Eskilerin tabiriyle söyleyeyim: Allah sa’yini meşkûr eylesin. Dergi, 100. Sayısını da geride bıraktı. 2024 yılında da ona ve bütün dergilerimize bereketli ömür diliyorum. Her yazı değerli, her yazar kıymetli. Keşke hepsinden ayrı ayrı teferruatlı olarak bahsedebilseydim. Aralık sayısında Mustafa Kutlu’yu anlatmıştım. Yazı uzun gelmiş olmalı ki, Yönetmenimiz, ikinci bölümünü de yeni sayıda neşretti. Başlığı “Kalbimizin Sesi Mustafa Kutlu.” Nice sayılara Şehir ve Kültür.
TÜRK EDEBİYATI: Türk Edebiyatı, Türk ve İslam dünyasının meseleleriyle yakından alakadar oluyor. Bu sıralarda Gazze ve Şuşa üzerinde derinlikli yazılar buluyoruz dergide. Ahmet Kabaklı Hocamızın arkadaşlarıyla birlikte irfanımıza armağan ettiği ve ondan bize miras kalan dergide yine mümtaz isimler ve iyi çalışmaları var. Geçen ayki sayısında Faruk Nafiz Çamlıbel bölümü vardı. Beş Hececi şairimizin bilinmeyen yönlerini bu yazılardan öğrendik. Unutulmaması gereken şair ve yazarların hatırlanması güzel. Ziya Paşa üzerinde de durulmuş. Zeki Bulduk’un “Gazzeli Çocuk” yazısı ile Suphi Saatçi’nin “Aydil Erol’un Ardından” şiirini bulup okumanızı isterim.
YEDİTEPE FATİH: Fatih Belediyesi İstanbul’da kültür sanat alanında başa güreşen bir belediyemiz. Bir bakıma Esenler ve Zeytinburnu ile yarışıyor. Fatih’te ikamet ettiğim için görüyor, duyuyor, öğreniyorum. Fatih Belediyesi gerçekten çok iyi çalışıyor. Başkan Mehmet Ergün Turan canla başla kültüre ve sanata hizmet ediyor. Sadece son birkaç yıl içinde ilçede 15 büyük ve modern kütüphane kuruldu. Hem de öyle sıradan kütüphaneler değil. Donanımlı, zengin muhtevalı kütüphaneler… 24 saat açık olanları var. İçinde kütüphane müdavimlerine ikramda bulunuluyor. Güler yüz gösteriliyor. Yeditepe Fatih dergisi de dopdolu bir muhteva ile sanatseverlerin önüne çıktı. Mahmut Ekşi’nin Yayın Koordinatörü olduğu derginin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Abdullah Kargılı. Tek eksiği var, aynı muhitte yaşamama rağmen bana yazı yazdırmaması. Eh nazımız geçer, biraz şaka yapalım. Malum beş mizah kitabının müeillifidir bu satırların yazarı. Arada nükte yapmak hakkımız.
YENİSES: Dergiyi uzun zamandır göremiyordum. Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı’nda çalışırken görüyordum. Geçenlerde bir sayısı Türk Edebiyatı Vakfı’nda elime ulaşınca sevindim. Hasan Bölük’ün imtiyaz sahibi olduğu dergide kültür sanat haberleri, yazıları, araştırmaları ve röportajları var. Ayrıca şiirler ve makaleler de. Türk dünyasından gelişmeler derginin sayfalarında.
ZAFER: Zafer yeni değil eski, hatta çok eski bir dergi. Benim ilk takip ettiğim mecmualardan. Belki de yarım asırlık bir tarihçesi var. 1980’li yıllardan önce hatırlıyorum. Ailece düzenli takip ederdik. Sakarya’da çıkıyordu ve her ay muntazaman Türkiye’deki her yere, her şehre, bütün okuyuculara ulaşıyordu. Merhum Selim Gündüzalp derginin Genel Yayın Yönetmeniydi. Ölüme dair o kadar çok yazısı çıktı ki. Galiba Yûnus Emre’nin ve Ziya Osman Saba’nın yolundan yürüyordu, ölüm hakikatini herkese sevdiriyordu. Eski dergilerin eski/mez oluşu önemli. Bu bakımdan Zafer’in aralıksız sürmesi değerli. Çocuk dergisi ve yayınları da bulunan Zafer dergisinin sahibi Cavit Çağlar, Genel Yayın Yönetmeni ise Prof. Dr. Sefa Saygılı. Elimdeki son sayısının kapak konusu: “İnsanoğlunun Ekran ile İmtihanı.” Başlık bile çok şey anlatıyor. Tabii dergiyi bulup okumalı.
Aziz okuyucu, şüphesiz bahsettiğim bu dergiler elime ulaşan, görebildiğim, okuyabildiğim dergilerdir. Fazlası var. Bazıları elektronik posta üzerinde bana gönderiliyor. Onlar da çok değerli ama onları da sosyal medya hesaplarımda tanıtıyorum. Dergilerimiz hep var olsun, ömürleri açık, neşriyatları bereketli olsun. Muazzam mücadelelerle çalışan ve unutulmaz hizmetlerde bulunan bütün dergicilerimiz sağ olsun. Edebiyatımız, sanat hayatımız, tefekkür dünyamız, irfanımız ve medeniyetimiz her daim güçlü olsun inşallah.
(31 Aralık 2023)
Mehmet Nuri Yardım

