KESİNKES

Bugün dillerde dolaşan “Ateşkes” kelimesinin bir şeye benzemeye değil “Kesin” olmasına muhakkak gerçekleşmesine her şeyden çok daha fazla ihtiyacımız var?

O kadar kolay mı hakikaten? Kes deyince kesiliyor mu öyle bir anda? Bir şeyden ümidini kesmek bile onca zaman alıyorken hem de. Merasimlerde bile kesen makas birden kesmeyiveriyor. Onun dahi bir bedeli var. Yoksa “Kes” denince, şatafatlı ve bol alkışlı açılışlardaki kurdelelerin kesilmesinden mi bahsediliyor?

Ağızları kulaklara vardırarak söyleyelim mi şimdi yani? Hevesimizi kursağımızda bırakmayacak keskinlikte bir kesiş olabilir mi bu sahiden? Bu sözü ortaya atanlar bu kelimenin hakkını verecek mi?

İçimize sine sine tam anlamıyla kesildi, bitti diyelim mi gerçekten? Böyle dosta düşmana karşı kuvana kuvana ateşin kesildiğini söyleyelim mi? İçinde varsın kesmek eylemi geçsin, ateşkes deyince bizim aklımıza gayet iyi şeyler gelir diye düşünelim mi? Bu bir bıçak kesiği değil, anlamında can yakmak yok deyip sevinelim mi? Varsın kağıt üstünde emir kipi olarak “Kes” yazsın biz onu nasıl okuyacağımızı da biliriz diye düşünelim mi? Bu kelimeye diğer birleşik sözcüklere yaptığımız muameleyi yapmayalım mı şimdi? Kestirip atmaktaki “Kesmek ” ya da sesini kes, ağlamayı kes, derkenki emir anlamındaki kesmelerin üstünde tutalım mı bu kesmeyi? Koskoca ateşkes müjdesinde kast edilen “Kesmek” bu!  Bir çırpıda söyleyip geçmek olur mu hiç? Adamlar ateşi diyor, kestik diyor! Az şey mi bu? “Bak ben gidiyorum, sen de git, geçmişi sildim, sen de sil” demek gibi bir şeye benziyor. Benzemek? Bu “Benzedi” demek olmadı. Benzemek neden buraya yakışmıyor? Bütün benzetmeler ister yerinde dursun isterse yerli yersiz kullanılsın sadece burada olmasın! En çok bu kelimenin hiçbir şeye benzemeden ve başka bir şeyi düşündürmeden direk meramını anlatması lazım!

Bugün dillerde dolaşan “Ateşkes” kelimesinin bir şeye benzemeye değil “Kesin” olmasına muhakkak gerçekleşmesine her şeyden çok daha fazla ihtiyacımız var? Sahi alt tarafı bir kelime deyip geçecekken Ateşkes’in neden bir gürûh halinde avaz avaz çıkaracağı bir sese ihtiyacı olsun?

Neden? Oysa ateşkes derken sessiz harfler azınlık neden sesli harfleri duymak için megafona ihtiyaç duyulsun?

Hepimiz bal gibi biliyoruz ateşkesin ne demek olduğunu. Ateşten neyin kast edildiğini, kesmek deyince ne anlaşıldığını ve daha da acısı öyle ha deyince söylenebilen bir kelime olmadığını ve olmayacağını herkes çok iyi biliyor.

Hadi “Ateşkes” kelimesi hakkını versin de kesilmiş, sönmüş olsun yanan bütün ateşler. İyi de o ateş öyle bir yandı ki dünyayı sardı isi, dumanı. Göz gözü görmedi, ateşin nasıl yaktığını en iyi ateşin düştüğü yerde kalan bildi de cayır cayır yandı. Haykırdılar, duyan da oldu, eli kolu bağlı olan da duymazdan gelen de. Zaman hepsinin üstüne basıp geçti. Şimdi de “Ateşkes” deyince, ateşin kesildiğini ilan edince öyle hemencecik her şey süt liman mı olacak yani? Olacak şey mi bu!

Bir sözlük manasına bir de muhatabına bakıyorum. Görünen köy bu haldeyken ateşkes deyince kimin aklına barış, huzur, tokalaşma, anlaşma gibi şeyler geliyor merak ediyorum. Lafın gelişi, merak falan da etmiyorum. Yangını şimdi söndürdük, söndü söndü yok bir şey, demekle oluyor mu öyle bebek pışpışlar gibi. Rahatça uykulara dalalım mı yani? Bu ağza bir parmak bal çalmak değil de ne!

Şair;
“Yetişir boğuştuğum gece gündüz ecelle
Allah Rahim ve Rahman, Allah Azze ve Celle,” diye demiş diyeceğini yıllar önce. Biz de bir şair olamayız belki ama hiç değilse “Ateşkes’in” içi boşalan anlamının yerine, her şeyin farkında olduğumuzun kanıtı “kesinkes “diye kararlı ve yepyeni bir anlaşma koyarız önlerine!

Gamze Koç

7 Yorum “KESİNKES”

  1. Kaleminize yüreğinize sağlık hocam, çok güzel ifade etmişsiniz. Ölen öldüğü ile kaldı, yaşayanın da nasıl yaşadı ortada. Umarım bu ateşkes, kesinkestir !
    Güzel bir pazar günü dilerim

  2. Zaman o zaman ki, ne kimin ne anladığına ne de anlamayana doğruyu anlatmaya mecal var. Zaman ahirzaman ilkindi çoktan geçmiş ve belki de geçiyor kerahat vakti…..Her şey ortada açık beyan gözler gördü, kulaklar duydu….akleden çoktan safına durdu….zaman işliyor içinde bütün planlarla birlikte…..tehlikeli algı canlari yükselsede de biyerlerde sizinde dediginiz gibi anlamı boşaltılan bütün kelimeleri manasıyla kesinkes koyarız önlerine….vakti saati gelince….sevgiler

  3. Ateş ve kesmek kelimeri gönlümü lâl eyledi. Ne diyeyim elinize ve yüreğinize sağlık Gamze Hanım.

  4. Kesinkes
    Her yerde farklı bir söylem, farklı birşey. İçim başka, dışım başka derler ya benim de içim kızgın iken gözlerimin gördüğü, bana gösterilen tek manzara vardı. Kameranın gösterdiği açıda bir grup oranın insanı, halkı, sevinç çığlıkları atıyor, sevinçten bağırmak bir yana zıplar gibi bedenlerine yansımış hareketler. Sonra bir çocuk mikrofonda. Konuştu, anlattı birşeyler. Benim duyduklarım ve gözlerimin gördüğü ise ben ölmeyecekmişim, artık sevdiklerim ölmeyecek, artık ölmeyeceğiz… Bu kadar… Gözlerim dolu dolu. Şimdi ne söylemeli, içimde gezinen o kadar düşünce varken. O düşünceler bir meta olsa ve hiçbir şey demeden çıkarıp versem, hani derler ya kor gibi, cesaret edipte tutan olur mu? Yakanı ise bu sözler su olup söndürür mü? Tek bildiğim için başka, gözlerimin gördüğü başka.

    Kaleminize sağlık Gamze Hocam 🖊️🦋

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir