1900’lü yılların son çeyreği içindeydik. Benim kalp sorunlarım başlamıştı. Yıldırım Gürses ile rahmetli Doğan Can’ın matbaasında karşılaşırdık. Uzun uzun bana tavsiyelerde bulunurdu. Bilemezdim ki, onun da kalp sorunu var veya olacaktı. Çünkü, 18 Kasım 2000’de kalp yetmezliğinden öldü.
Yıldırım Gürses Türk sanat musikisinde birçok yenilikleri başlatan sanatçı olmuştu. 1965 yılında Hürriyet Gazetesi’nin Altın Mikrofon Yarışması’na sözü, müziği kendisine ait “Gençliğe Veda” isimli eseri ile 20 kişiye yakın Türk ve batı müziğinden oluşan orkestrası eşliğinde katılarak birinciliği kazandı ve böylece Türk Sanat müziğinde çok sesliliğe geçiş dönemini başlatmıştı.
Altın Mikrofon’daki bu başarının ardından Yıldırım Gürses, çalışmalarına hız verdi. Sanatçı popüler müziğin en önemli isimlerinden biri haline geldi. “Son Mektup”, “Mazideki Aşk”, “Bir Kırık Kalp”, “Bir Garip Yolcu”, “Sonbahar Rüzgârları” parçaları ile başarı yakaladı.
80’lerin başında Ajda Pekkan ile birlikte “Affetmem Asla Seni” ile yeni bir hamle yaptı. Aynı albümde yer alan “Dertliyim Arkadaş” ve sonra çıkan “Eller Eller” ile “Gül Dudaklım” sanatçının ses getiren şarkıları oldu. Sanatçının diğer önemli şarkılarından bazıları şunlardı: Mevsimler Yas Tutup Çöller Ağlasın, Liseli Kız, Çal Kanunum Çal, Mazideki Aşk. Aynı zamanda Arif Nihat Asya’nın Fetih Marşı isimli şiirinin sanatçı tarafından yapılan yorumu çok beğenilmişti. Yıldırım Gürses’in önemli bestelerinden biri “İçime hep hüzün doluyor” sözleriyle başlayan Rast makamındaki şarkısıdır.
Bir iki sezon “Bir şiirin, bir şarkının, bir türkünün hikâyesi” programını yapıyordum. Onlardan birinde Kemalettin Kamu’nun şiiri ve bu şiirden yapılan Yıldırım Gürses’in şarkısının hikâyesini anlatmıştım.
Her birimiz ana baba kucağından ayrı kalmanın hüznünü yaşadık. Gurbet duyguları bir mıh gibi yüreğimize işledi. Kemalettin Kamu’nun şiirleriydi anlatamadığımız duyguların yansıması:
“Gurbet o kadar acı
Ki, ne varsa içimde
Hepsi bana yabancı
Hepsi başka biçimde
Eriyorum gitgide
Elveda her ümide
Gurbet benliğimi de
Bitirdi bir biçimde
Ne arzum ne emelim
Yaralanmış bir El’im
Ben gurbette değilim
Gurbet benim içimde”
Gün geldi Yıldırım Gürses’in Uşşak bestesi hanginizi duygulandırmadı boğazınıza bir yumruk gibi oturuvermedi? İşte bizim ruh dünyamız: Biz gurbette değiliz ama, gurbet bizim içimizde…
Bu şiir, bir tek kelimeyle insanın hayatını, her şeyini kaybettiğini ve gurbetin içinde olduğunu, her geçen dakika insanı zaman dilimi içinde alıp götürdüğünü, anlatıyor.
Şiir diyor ki ben gurbette değilim gurbet benim içimde. Bu şiiri beğenenlerden biri de Yıldırım Gürses’ti
Yıldırım Gürses bu bestelemeyi çok istemiş. Ama bir türlü cesaret edememiş. İki yıl cebinde taşımış. Ama bir türlü besteleyememiş.
Günlerden bir gün Anadolu turnesine çıkmış. Hakkâri konseri sırasında kuliste sıranın kendisine gelmesini beklerken, postacı gelip onu sormuş. Bir telgrafınız var Yıldırım Bey demiş.
Önce tereddüt etmiş kötü bir haber mi geldi diye. Sonra telgrafı açıp okuyunca şu üç kelime şarkının doğmasına sebebiyet vermiş.
“Oğlum” diyormuş babası. “Şu an belki Türkiye’nin en uzak köşesindesin ama kalbimin içindesin.” Bu sözlerden çok duygulanan sanatçımız programı sonrası hemen uşak makamındaki besteyi yapmış.
Önce tereddüt etmiş kötü bir haber mi geldi diye. Sonra telgrafı açıp okuyunca şu üç kelime şarkının doğmasına sebebiyet vermiş.
“Oğlum” diyormuş babası. “Şu an belki Türkiye’nin en uzak köşesindesin ama kalbimin içindesin.” Bu sözlerden çok duygulanan sanatçımız programı sonrası hemen uşak makamındaki besteyi yapmış.
Ahmet ÖZDEMİR
- LEYLA VE NAZAR - Kasım 30, 2024
- ÖĞRETMEK ARMAĞANLARIN EN GÜZELİ - Kasım 23, 2024
- BEN GURBETTE DEĞİLİM / GURBET BENİM İÇİMDE - Kasım 16, 2024
- SANATKÂRIN ELİ ÖPÜLÜR - Kasım 9, 2024
- KIZILTUĞ’DAN ÇANAKKALE ŞİKESTESİ - Kasım 8, 2024
- FIRAT KIZILTUĞ BAYBURT’UN HEYDER BABASI - Kasım 7, 2024
- FIRAT KIZILTUĞ VE BAYBURT - Kasım 6, 2024
- DANTE GİBİ ORTASINDAYIZ ÖMRÜN - Temmuz 14, 2023
- MASA DA MASAYMIŞ HA - Temmuz 2, 2023
- HASAN BOĞULDU AMA YA EMİNE? - Haziran 28, 2023
- KUYRUK SALLAMAK TANRININ GÜNÜ - Haziran 22, 2023
- DENİZ ESİNTİLERİ - Haziran 16, 2023
- MAVİYE ÖZLEM - Haziran 12, 2023
- BİR YIĞIN HATIRA, BİR SİYAH DUMAN - Haziran 6, 2023
- “MELÂLİ ANLAMAYAN NESLE ÂŞİNA DEĞİLİZ” - Haziran 2, 2023
- SEHERDE AĞLAYAN BÜLBÜL - Mayıs 29, 2023
- GİTTİ GÜL GİTTİ BÜLBÜL - Mayıs 25, 2023
- BEN GÜLÜME GÜL YOLLADIM - Mayıs 21, 2023
- BİR GÜL AT BANA - Mayıs 17, 2023
- BİZİM BAYBURT’TA MORMOÇ’UN SAKASI OLMAK - Mayıs 11, 2023
- BAHT AÇMA BAHTİYAR MANTIFAR VE BAHAR - Mayıs 5, 2023
- BAHAR VE HIDIRELLEZ - Mayıs 2, 2023
- AŞIĞA BAĞDAT SORULMAZ - Nisan 26, 2023
- YİNE “NEREDE O BAYRAMLAR?” DİYECEĞİZ - Nisan 18, 2023
- BENİ BU GÜZEL HAVALAR MAHVETTİ - Nisan 14, 2023
- GEL BAHAR, YAKINLARDA GÜL! - Nisan 12, 2023
- BAHAR VE ERGUVAN - Nisan 8, 2023
- NİSAN YAĞMURU - Nisan 4, 2023
- GÖZLETME YOLLARI GEL - Mart 28, 2023
- MEKTUBUNU TEZ GÖNDER - Mart 23, 2023
- BAHAR, OF BAHAR! - Mart 18, 2023
- BİR BİLMECEM VAR ÇOCUKLAR - Mart 15, 2023
- BEŞ YIL ÖNCE KAYBETTİĞİMİZ İKİ OZANI ANARKEN… - Mart 14, 2023